Avukat Oğuzhan Kalkan ile Kentsel Dönüşüm Yasası Üzerine
Röportajcı: Sayın Kalkan, 2024 yılında kabul edilen kentsel dönüşüm yasası hakkında ciddi eleştiriler ve endişeler var. Bu yasayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avukat Oğuzhan Kalkan: 2024 yılında kabul edilen kentsel dönüşüm yasası, pek çok açıdan mülkiyet hakkını ve anayasal güvenceleri zedeleme potansiyeline sahip bir düzenleme. Yasanın özellikle “rezerv yapı alanı” ilan edilen bölgelerdeki uygulamaları, mülk sahiplerinin rızası olmaksızın mülklerinin devredilmesine olanak tanıyor. Bu durum, Anayasa’nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlali anlamına geliyor.
Röportajcı: Peki, tebligat süreçlerinde ne gibi sorunlar görüyorsunuz?
Avukat Oğuzhan Kalkan: Tebligat süreçlerinde yapılan değişiklikler, en temel haklardan biri olan etkili başvuru hakkını zedeliyor. Yeni düzenlemeye göre, tebligatlar artık bireysel olarak maliklere yapılmıyor, bunun yerine e-Devlet üzerinden veya muhtarlıklarda ilan edilmesi yeterli görülüyor. Bu durum, özellikle internet erişimi olmayan veya e-Devlet kullanımını bilmeyen vatandaşlar için büyük bir hak kaybı riski doğuruyor. Tebligattan haberdar olmayan vatandaşlar, yasal süreçlere zamanında itiraz edemeyebilir, bu da Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınan hak arama hürriyetine aykırıdır.
Röportajcı: Zorlayıcı tedbirler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Avukat Oğuzhan Kalkan: Zorlayıcı tedbirler de bu yasayla getirilen en tartışmalı düzenlemelerden biri. Riskli yapıların tahliyesinde kolluk kuvvetlerinin kullanılması, mülk sahiplerinin haklarına ciddi müdahaleler yaratıyor. Özellikle tahliye sırasında binanın kapılarının çilingir yardımıyla açılabilmesi, özel mülkiyet hakkına doğrudan bir müdahale anlamına geliyor. Bu tür uygulamalar, hem mülkiyet hakkını hem de kişilerin güvenliğini tehlikeye atıyor. Anayasa’nın 13. maddesi gereği, bu tür sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir. Ancak, bu tedbirler maalesef bu ilkelere aykırı görünüyor.
Röportajcı: Anayasa ihlalleri ve hak arama süreciyle ilgili başka hangi konulara dikkat çekmek istersiniz?
Avukat Oğuzhan Kalkan: Yasanın genel olarak hukuki belirsizlikler yaratması da önemli bir sorun. Özellikle, mülk sahiplerinin haklarını korumak için itiraz süreçlerinin etkin bir şekilde işletilememesi, ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Anayasa’nın 13. ve 35. maddeleri ile güvence altına alınan hakların korunması gerekirken, bu düzenlemeler bu hakları zedeliyor. Yasanın uygulamalarının yeniden gözden geçirilmesi ve bireylerin haklarının tam anlamıyla korunmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması elzemdir.
Röportajcı: Son olarak, bu konuda neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Avukat Oğuzhan Kalkan: Bu yasa, mülkiyet hakkı, etkili başvuru hakkı ve genel olarak hukukun üstünlüğü açısından ciddi riskler taşıyor. Yasanın tekrar gözden geçirilmesi, özellikle mülkiyet hakkının korunması ve zorlayıcı tedbirlerin adil bir şekilde uygulanabilmesi için önemlidir. Bu süreçte, anayasal hakların ihlal edilmemesi adına yasal düzenlemelerin daha şeffaf ve adil bir çerçevede ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Mülk sahiplerinin haklarının tam anlamıyla korunması, demokratik toplum düzeni için vazgeçilmez bir unsurdur.